• bir futbolcunun yıllarca ter döktüğü, efsaneleştiği bir kulüpten ayrılıp ezeli rakibe gitmesi, taraftarlar için travmatik bir olaydır. bu tür ihanetler, sadece saha içinde değil, tribünlerde de büyük sarsıntılara neden olmuştur.

    luis figo'nun real madrid'e transferi (2000)
    futbol tarihinin en sansasyonel transferlerinden biri olan luis figo'nun barcelona'dan real madrid'e gidişi, ihaneti en derinden hissettiren olaylardan biridir.

    portekizli yıldız, barcelona'nın kaptanı ve en büyük yıldızı olarak katalanlar için adeta bir kutsal figürdü. ancak 2000 yılında real madrid başkan adayı florentino perez, seçim kampanyasında figo'yu transfer edeceğini vaat etti. kimse bunun gerçekleşeceğine inanmasa da perez, serbest kalma bedelini ödeyerek figo'yu madrid'e getirdi.

    bu ihanetin yankıları büyük oldu. barcelona taraftarları, onun real madrid formasıyla camp nou'ya dönüşünde sahaya domuz kafası attı. figo her ne kadar kendini savunsa da, katalanlar için o hala futbol tarihinin en büyük hainlerinden biri.


  • tümer metin'in beşiktaş'tan fenerbahçe'ye gitmesini tek geçerim.

    tümer, beşiktaş'a 2001 yılında samsunspor'dan transfer olduğunda, siyah-beyazlı camia için büyük umut vaat ediyordu. teknik kapasitesi, oyun zekası ve liderlik vasıflarıyla takımın önemli isimlerinden biri haline geldi. 2003 yılında beşiktaş'ın 100. yılında kazandığı şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu ve takımın en gözde isimlerinden biri haline geldi. ancak, beşiktaş tribünleri ile tümer arasında hiçbir zaman kopmaz bir bağ oluşmadı.

    tümerin anlatmasına göre, 2006 yazında, beşiktaş'taki kontratının sona ermesiyle kısa bir tatil dönüşünde, siyah-beyazlı kulübün kendisine ait olan 11 numaralı formayı nobre'ye verdiğini görmüş. tümer, son bir görüşme için beşiktaş yönetimiyle bir araya geldiğinde ise "zaten bu yaştan sonra seni kim alır ki?" demişler. bu sözden sonra öfkelenen tümer, menajeri aracılığıyla fenerbahçe ile görüşmüş. hatta sırf reddedilmek için astronomik bir maaş talep etmiş(!). ancak fenerbahçe bu teklifi kabul etmiş.
    beşiktaş taraftarı, tümer'in ihanetini affetmedi.
    fenerbahçe formasıyla inönü'ye çıktığında, çarşı grubu'nun dillere pelesenk olan "gitsen ne fark eder, kalsan ne fark eder?" bestesiyle karşılandı.

    tümer, futbolu bıraktıktan sonra bu olaylı transferin tüm detaylarını otobiyografisinde anlattı. hatta o meşhur beste için şu yorumu yaptı:

    "yaratıcı ve ömür boyu unutamayacağım bir beste."


  • (see: emre belözoğlu'nun fenerbahçe'ye transferi)

    galatasaray altyapısından yetişen ve fatih terim'in kendisine 5 numaralı formayı verdiği emre, 20 yaşına gelmeden dört lig şampiyonluğu ve iki avrupa kupası kazandı. ancak 2001'de inter'e bedelsiz transfer olması, galatasaray taraftarları için ilk büyük hayal kırıklığıydı.

    2008'de emre belözoğlu, fenerbahçe'ye transfer olarak galatasaray taraftarlarıyla arasındaki bağı tamamen kopardı. her derbide daha da artan gerilim, felipe melo ile yaşadığı olaylarla zirve yaptı. emre, "biz fenerbahçe için insanlarla dost olduk, fenerbahçe için insanlarla düşman olmak da güzeldi" sözleriyle aslında hiçbir zaman galatasaraylı olmadığını gösterdi.